MİLAS - Muğla'nın Milas ilçesini yıllardır inim inim inleten çeteye jandarma büyük darbe vururken, mağdurların 'Akrep'in eline düşüş hikâyeleri de gün ışığına çıkıyor.
Yaşlı bir Milaslı köylüydü. Kocası beş yıl önce ölmüştü. Evin geçimini üstlenen oğlu, bir miktar toprağa sahip olurlarsa yoksulluktan kurtulabileceklerini düşünmüştü. Çeşitli işlerde çalışarak biriktirdiği parayla köyde bir tarlaya talip olmuştu. Ama biraz açığı vardı. Bunu borç alarak kapatabilirdi. Köyden bir arkadaşı, şehirdeki tefecilerden bahsetti. 'Akrep' çetesinin elebaşılarından Ömer Kaya'nın ailesinden bir kişiyi buldu. Onların kahvehanesinde, senet imzaladı. Parayla evine dönünce annesinin elini öptü. Artık yoksulluktan kurtulacaklardı. Çok sevinmişlerdi, Akrep çetesinin tuzağında olduklarının farkında değillerdi.
Tahsildarlar kapıya dayandı
Oğlu aldığı parayı ödemeye gittiğinde Ömer Kaya, borcuna faiz işlediğini, 6 milyar lira ödemesi gerektiğini söyledi. Genç köylü buna isyan edince de tehditler başladı. Yaşlı kadın bir ay önce umut dolu oğlunu, artık dertli görüyordu. Bir süre sonra çetenin tahsildarları lüks otomobillerle kapıya dayandı. Borca her geçen gün faiz işlediğini, bir an önce ödemezse canını alacaklarını söylüyorlardı. Bir gün gözü önünde oğluna silah doğrultulan kadının dizlerinin bağı çözüldü, düştü. Artık evde korku dolu günler başlamıştı.
Tehdit telefonları susmuyor, çetenin tahsildarları her gün kapıya dayanıyordu. Küçük bahçelerini sattılar. Ama ellerine geçen para çetenin istediğine yetmiyordu. Evin gelini çocuklarının güvenliği için baba evine gitmek istediğini söyledi. Yaşlı kadın, köy yolunda gelini ve torunlarının gidişini izledi. Oğlu da sürekli öldürülme korkusuyla yaşıyordu. Tarlada, yolda tahsildarlar önüne çıkıyordu. Bir gün yaşlı kadın, oğlunu karşına aldı, "Ben yaşlı kadınım. Bana bir şey yapmazlar. Sen git. Seni öldürecekler" dedi. Oğlu gitti. Yaşlı kadın gece gündüz evinin perdelerini kapalı tutuyor, geceleri ışıkları yakmaya korkuyordu. Köye yaklaşan her otomobil sesi, yüreğindeki korkuyu büyütüyordu. Ancak peşlerini bırakmayan tahsildarlar, eninde sonunda oğlunu bulacaklarını, gerekirse evlerini yakacaklarını anlatıyordu. Parayı hemen istiyorlardı. Her geldiklerinde paranın miktarı artıyordu.
Sonra bir gün jandarmanın bu çeteye karşı operasyon düzenlediği haberi geldi. Artık çocuğuna, torunlarına kavuşabilecek, korku sona erecekti. Ama operasyonunun üzerinden aylar geçmesine karşın ne oğlu ne de torunları geri döndü. Çünkü Akrep dönebilirdi.
'Şikâyetini geri aldı'
Akrep çetesinin batağına düşen bir esnaf da ilçenin işlek caddelerinden birinde manavlık yapıyordu. 2001 kriziyle çetenin eline düştü. Mal aldığı toptancılara para veremiyordu, dükkânın elektrik faturasını bile ödeyemiyordu. Asıl önemlisi, tedavisi gereken bir çocuğu vardı. Kahvehanede arkadaşıyla dertleşirken, yanına biri yaklaştı. "Paraya ihtiyacın varsa bulabilirim" dedi. Kabul etti, 1 milyar lira aldı. Tek düşündüğü, oğlunu İstanbul'a götürüp tedavi ettirmekti. Borç ödeme günü geldiğinde, karşısında silahlı grubu buldu. Borcu 3 milyar olmuştu.
İtiraz edecek oldu ama nasıl bir çarkın içine girdiğini anlayınca sustu. Süre isteyip İstanbul'a gitti. Buradaki arkadaşlarından para bulacaktı. Ancak evden gelen bir telefonla yeniden Milas'a döndü. Eve silahlı adamlar gelmiş, 'evi yakmakla' tehdit etmişti. Bulduğu parayla birlikte hemen döndü. Parayı ödedi ama senedi geri alamadı.
Aslında senedi almasının bir anlamı yoktu, çünkü çete onu bırakmaya niyetli değildi. Bu arada eşi 'tehdit' suçlamasıyla savcılığa başvurmuştu. Çete yeniden eve gelip, şikâyetin geri alınmasını istedi. Onlar da öyle yaptı. Borç bitmek bilmiyordu. Evlerini sattılar. Günlük kazancını manava gelen haraççılara verdi. Artık ilçede duramazdı. Ailesini alıp Milas'ı, evini terk etti.
Ve başka mağdurlar... Çetenin istediği parayı veremeyen bir oto tamircisinin pazar meydanında dövülmesine onlarca kişi tanık olmuştu. Adam dükkânını kapattı, bir daha gören olmadı.
Bir başka kurban, otomobiline itilip kalkılarak sokuldu. Arabasının arka koltuğuna oturan iki çete tahsildarı, namluyu ensesine dayadı. Borcunu
ödememesi halinde ailesini öldüreceklerini söylüyorlardı. Birkaç gün sonra adamın yedi yaşındaki kızı ağlayarak eve geldi, çok korkmuştu. Bir çete tahsildarı çocuğa, anne ve babasını öldüreceklerini söylemişti. Anne bir daha kızını hiç yanından ayırmadı.
Kardeşini kaçırdılar
Çetenin ağına düşen bir esnaf ise kaçarak çeteden kurtulabileceğini düşünmüştü. Ancak kardeşini kaçırıp dağa götürdüler. Parayı getirmemesi halinde kardeşini öldüreceklerini söylediler. İki gün sonra parayı götürdüklerinde kardeşi teslim ettiler. Elleri, ayakları bağlıydı. Dövülmüştü.